KATEGORİLERİM

28 Aralık 2013 Cumartesi

Yeni yıl belki yeni umutlar..

 Kına kesesi



Herşey, gelişi güzel bazen alakasız...
Günlük gibi, kendimle konuşur gibi... 
Biraz yarım yamalak, bazen eksik, bazen fazla, konudan konuya atlayarak..

İçimden ne gelirse ,bugünde böyle..
Bir kadife kese altınla dünyaya gelirmiş insanoğlu, 
ömründeki her yıl için bir altın varmış kesenin içinde ama 
kaç altına sahip olduğunu ne kendisi ne de bir başkası hiçkimse bilmezmiş,
Her yılbaşında kadife kesenin ağzı açılır ,gözlerini kapatır ve 
bir altın çekermiş kesesinden ve o altını bir yıl boyunca harcarmış, 
bakın neler yaparmış o yıl çektiği altınla,
bir altınını yürümeyi öğrenmek için, bir altınını konuşmayı öğrenmek için,
 sonraki yıllarda da eğitimine harcamak için tek tek çekmiş altınları,
 yıllar geçtikçe her çektiği altınla bazen büyük sevinçler, mutluluklar ,başarılar alırken
 bazen de hastalığa, kırlaşmış saçlarına, alnındaki çizgilere, yüzündeki kırışıklıklara
 ,kalbindeki kırgınlıklara vermiş altınlarını..
Ve yine bir yılbaşı daha yaklaşıyor, içim buruk, ağlasam mı gülsem mi bilemiyorum, 
kesenin ağzını açma zamanı, gözlerimizi kapatıp 
özenle kesemizden bir altın daha seçicez geriye kaç altınımız kaldığını bilmeden..
Bu seçtiğimiz altının hepimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum...
Yeni bir yıl belki yeni umutlar..


Sevgiyle mutlu kalın :)

21 Aralık 2013 Cumartesi

Marifetli Hanımlar gününden..

Bugün dolu dolu resimlerle geldim, 
Marifetli hanımlarımız bu haftasonu Gülcan Hanım ın evinde toplandı, 
Ev sahibimiz güleryüzlü, cıvıl cıvıl, neşeli, gencecik, her zaman formunda, sağlıklı beslenme uzmanı, marifetli, çılgın ve ilginç fikirleri olan, iki yetişkin gencin annesi ve kayınvalide adayı tam bir hanımefendi,
Bakın soframızda neler vardı, Narlı Salata, Patatesli Fiyonklu salata, elmalı semizotu salatası, Balkabaklı bademli yaş pasta, Bademli kuru meyve dolmaları ,pizza, yöresel bir lezzet kete ve Erzincan lokumu..



Çılgın fikirleri vardır demiştim ya, ben bayıldım ortadaki çantaya ve el emeği olan herşeye...


Bu güzel gün için Gülcan Abla ya tekrar teşekkür ediyorum ve 
yeni evinde sağlıkla, huzurla oturmasını diliyorum..
Sevgiyle mutlu kalın :)

15 Aralık 2013 Pazar

Haftasonunun son saatleri ve ben ..

Aralık ayından bir haftayı daha geride bırakırken ,
günün son saatlerinde elimde bitki çayım ve yanımda kitabımla yazıyorum sizlere,
Fazla uzatmadan çayımda soğumadan kitap okumaya devam etmek istiyorum..
Herkese keyifli, sağlıklı ve huzurlu bir hafta diliyorum...


Sevgiyle mutlu kalın :)

13 Aralık 2013 Cuma

Saatlerde ışıltıya ne dersiniz.?

Tam anlamıyla artık kara kış bastırdı, yollar karlı, buzlu,  hava gri ve dondurucu derecede soğuk,
İnsanın bu havalarda evden çıkası gelmiyor, bu yüzden bende haftasonu için hiç plan yapmadım.Bütün haftasonunu evde geçirmeyi ve dinlenmeyi düşünüyorum.
Bakın neler yaptık geçen hafta içinde ,
 odam için hazırladığımız saatler..
İsterseniz hazır saatleri süsleyebilirsiniz yada yuvarlak bir kontrplak üzerine dekupaj yaparak kendi saatlerinizi oluşturabilirsiniz..
Savoroski taşlarla yazı ve rakam kısımlarına ışıltılar verdik ama resimde çok belli olmamış, ışıl ışıl parlıyor taşlar, 
İki saat yaptık, hangisini kullanacağıma henüz karar vermedim, 



Sevgiyle mutlu kalın :)

10 Aralık 2013 Salı

Eşim olma; karım ol, beni tamamla ..


Eşim değil, karım ol! Kedilerin eşi olur, terliklerin de… İnsanın eşi olmaz.
Bir ömür eşlik ediyor diye mi sevgiliye eş denir? Eşlik etmek yeter mi? Fazlasını beklemez mi insan yârinden?
Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki, evlenecek erkeğe eskilerin neden ”koca” dediklerini. Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir. Koca demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir.
Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler. Bakma şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine. “Koca ve onun karı” olmalıdır aslında. Yani yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak ve masum olmalı kadın...
Örtmeli ve bir ömür süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür…
Eşim olma, karım ol! Bana benzemeye çalışma sakın. Bana benden lazım değil bir tane daha. Ama unutma ki sensiz yarımım. Her zaman söylemem, ama sen anla.
Eşim olma, karım ol! Beni tamamla…

7 Aralık 2013 Cumartesi

KIBRIS TATLISI..

Haftasonu güzel bir tatlı tarifi ile devam etsin istedim şöyle en kalorilisinden:)

KIBRIS TATLISI
 
Malzemeler
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1/2 su bardağı su
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı galeta unu
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı ceviz veya fındık
şerbet için 
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 2 su bardağı su

krema için
  • 1 litre süt
  • 4 yemek kaşığı un(tepeleme)
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket krem şanti

Yapılışı

  • İlk olarak şerbeti için tencere içine su ve toz şeker alınıp kaynatılır,soğumaya bırakılır.
  • Yumurta ve şeker derin bir kap içinde iyice çırpılır içine sıvı yağ,su,galeta unu,vanilya,kabartma tozu ceviz eklenip karıştırıır.
  • Yağlanmış bir tepsiye dökülür önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 35-40 dakika kadar pişirilir.
  • Fırından çıkan tatlının üzerine soğumuş şerbet dökülür çekmesi için bırakılır.
  • Krema için kremşanti hariç malzemeler bir tencere içine alınıp pişirilir pişen muhallebinin altı kapatılır,krem şantisi eklenip mikserle 5 dakika kadar çırpılır.
  • Çırpılan krema şerbetini çekmiş tatlının üzerine yayılır.
  • Buzdolabından bir kaç saat dinlendirdikten sonra servis edilir.
  • Servis ederken ben fıstık kullandım,fındık,ceviz,hindistan cevizi dilediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun..

  • 6 Aralık 2013 Cuma

    Lezzetli tarifler..

    Keyifli bir haftasonu diliyorum  herkese, 
    Eskiye özlem hep vardır " nerde o eski günler "cümlesini ne çok da duyarız, 
    neydi geçmişi bu kadar unutulmaz yapan bilmiyorum ama artık bende özlüyorum,
    En çok da eski evimizi,
    20 yıl boyunca yaşadığımız evimizden geçen yıl taşınmıştık, bunun özlemini ve hüznünü hala atamadım üzerimden, evdeki herkes alıştı yeni eve ama bir ben alışamadım, 
    hala eski evimizi çok özlüyorum,
    Okula giderken önünden geçiyorum bazen, boğazım düğümleniyor ,yutkunuyorum, doluyor gözlerim,
     Sanki apartmana girsem, kapıyı açıversem, herşey yerli yerinde duruyor gibi, odam, eşyalarım mobilyalar herşey eskisi  gibi yerinde
     ve o evden taşındıktan sonra hiç gitmedim eve, giremedim,
    Hayatımın belkide yarısını geçirdiğim evin hafızamda o haliyle kalmasını istiyorum ..
    Ve bugünde eski evimizdeki komşularımız geldiler ziyarete ,onlar için hazırlandı bütün bunlar..
    Nerden nereye geldim ben yapamıyorum bu yazma işini , kabul ediyorum:)

    Kakao mantolu kurabiye, bulgur köftesi, acılı sos çanakları, muzlu toplar, zeytinyağlı lahana sarması, patates külahları ve kıbrıs tatlısı...
    Menüde en sevdiğim ve çok pratik olan muzlu topların tarifini hemen paylaşıyorum,

    MUZLU TOPLAR


     Malzemeler:
    1,5 bardak kek kırıntısı
    3 tane yerli muz
    1 çay bardağı ceviziçi
    2 paket bitter çikolata

    Yapılışı :
    Muzları rendeleyelim,  kekide ufalayalım (daha önceden kalmış kurumuş kekde olabilir), 1 çay bardağı ceviz içinide ekleyip yoğuralım, minik toplar yuvarlayıp bermari usulü erittiğimiz çikolataya bulayalım .
     Bu kadar kolay :)

    Haftasonuna özel birde patates külahı tarifi,

    PATATES KÜLAHLARI
    PATATES DOLGULU KÜLAH KURABİYE
    Malzemeler
    • 2 yumurta
    • 100 gr tereyağı
    • 1 çay bardağı sıvıyağ
    • 1 çay bardağı yoğurt
    • Yarım paket kabartma tozu
    • 3.5-4 su bardağı un
    • 1.5 tatlı kaşığı tuz
    İç malzemesi 
    3 adet haşlanmış patates 
    1 çay bardağı beyaz peynir rendesi 
    8-10 dal ince doğranmış maydanoz 
    Karabiber, tuz, isteğe bağlı kırmızı biber 
    Yapılışı :
    • Öncelikle A4 kağıdından külahlarınızı hazırlayın. (en az 20 külah çıkıyor)
    • Soğuk tereyağı ve unu robottan geçirin. Robotunuz yoksa yumuşak tereyağı kullanın.
    • Sıvıyağ, yoğurt, yumurta, kabartma tozu ve tuzu ekleyip yeniden yoğurun.
    • Hamuru ikiye bölün. Un serptiğiniz tezgaha hamurun ilk parçasını alın. Üzerine de un serpip merdaneyle yarım santim kalınlığında uzunlamasına açın.
    • Bıçakla fazlalıkları kesip düzeltin. Uzunca bir dikdörtgen elde edin. Hamurdan 10 eşit şerit kesin. Şeritler 1.5 cm. genişliğinde olmalıdır.
    • Külahları tereyağıyla yarıya kadar yağlayın.
    • Şeritleri külahların sivri ucundan başlayarak kenarları üst üste gelecek şekilde sarın.
    • Hamurun diğer yarısına da aynı işlemi uygulayın.
    • Önceden ısıtılmış 190 derecelik fırında üzerleri pembeleşene kadar pişirin.
    • Fırından alır almaz külahları kağıtlardan çıkarın. Yağlanınca kolay çıkıyor.
    • İç malzemelerini karıştırın. Elinizle külahların içine aldığı kadar yerleştirin.
    • Külahların ağız kısmını arzuya göre ince kıyılmış maydanoza, kırmızı pul bibere veya peynire bulayıp servis edin..
    Şimdilik benden bu kadar :)
    Sevgiyle mutlu kalın :)

    5 Aralık 2013 Perşembe

    Karlı günlerde..

    Buz gibi soğuk, karlı birgünün akşamından selamlar, 
    camın kenarından ayrılamıyorum çünkü kar yağışını, koşuşturan çocukları izlemek çok keyifli ,
    Birkaç resim sizlere..

    Karı izlerken odamdaki perdeme yaptığım gülleri görünce paylaşmadığımı farkettim, mutlaka görmüşsünüzdür, organzeden yakılarak yapılan gülleri, hem yapması kolay hemde şık , birçok yerde kullandık bu güllerden, bu da perdemdeki duruşu fena olmadı, 
    Bu arada burası benim odam :) 
    Perdenin rengi koyu ve çok ağır bir rengi var neden koyu renk seçtiğimi bende bilmiyorum,
    Kuzenim olsaydı yanımda kesin kırmızı olurdu, aslında odamda kırmızı ağırlıklı  ve güzelde olurdu, artık değiştiremeyeceğime göre ben de  biraz renklendirmek istedim bu güllerle, 
    sanki daha iyi oldu,
    Güllerin yapılışı hakkında kısacık bilgi veriyim, fincan ve su bardağı kullanarak organzeden yuvarlaklar kestim, kenarlarını mumla yakıp yapraklar hazırladım, sonrada yaprakları toparladım ,işte bu kadar

    Sevgiyle mutlu kalın :)

    Bunlarda ilginizi çekebilir..

    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...