Bu yaşıma kadar kimseyle kapışa kapışa, vuruşa vuruşa kavga ettiğimi,
kimseye avazım çıktığı kadar bağırdığımı, kimsenin yüzüne hakaret yağdırdığımı
hatırlamıyorum.
Haklı da olsam yapamadım. Bazı insanlar yapamaz.
Büyük bir
haksızlıkla karşı karşıya kaldığımda da kabuğuma çekildim.
‘Yeter ulan’ demeyi
geç ‘bana bak!’ bile demedim sanırım.
Çok kızdığımda, hani o çok
sinirlendiğimiz anlarda da gidip bir odaya kapanmayı tercih ediyorum.
Dudaklarımı ısırıp yine de sakin kalmaya
çalışıyorum.
Ola ki tartıştım, iki dakika sonra ağlarım muhtemelen, ağlaya
ağlaya tartışırım.
Canım sıkkın olduğunda çalışmaya sararım ben. Bazen
mutfağa girip saatlerce yemek yaparım. Gözyaşlarını kurusoğanın üstüne atmak
daha kolay oluyor o zaman...
Bazen bilgisayarın başına geçer saatlerce yazarım, Bazen
temizliğe veririm kendimi,
bazen örgü örerim, Ruhum sakineleşene kadar birşeylerle uğraşmam gerekir.
Çocukken kendimden küçüklerden bile dayak yerdim,
şimdi havaya kalkmış bir el görsem, yükselen sesi duysam kalbim yerinden
çıkıyor sanki.
Korkak olduğumdan mı, suçlu olduğumdan mı, pısırık olduğumdan
mı?
Hayır. Böyleyim. Elimden bir şey gelmiyor, böyleyim. Böyle olan çok insan
var.
Bağırmıyorlar diye, küfretmiyorlar diye, kavga edemiyorlar diye
öfkelenmediklerini, keyiflerini düşündüklerini, vurdumduymaz olduklarını düşünmeyin
lütfen.
Bugünlerde yine yorgunum, kırgınım, üzgünüm,
Ülkemin
bir an önce huzura kavuşacağı günleri bekliyorum..